Hiç

2021-05-31T15:11:47+03:00Yazar: |Kategoriler: Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , |

Hiçlik - Hiççilik “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir hiç ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir,” der Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî. Felsefe tarihinde “varlık” ve “hiçlik” sorununu ilk kez dile getiren Parmenides’tir. Onun ünlü önermesi “Varlık vardır, yokluk yoktur” önermesidir. Böylece felsefede bir ontoloji (varlık felsefesi) ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak bilgi de varlığın bilgisi olarak kabul edilmiştir. Bu “varlık” kavramı değişmez bir ilke olarak ileri sürülmüş ve “hiçbir şey yoktan var olmaz ve hiçbir şey de vardan [...]

Bâtınî Gelenek 2. Bölüm

2020-11-08T18:40:34+03:00Yazar: |Kategoriler: Bâtınî Gelenek, Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , |

Tibet Hindistan Çin Çin Öğretisi ve Modern Fizik Persler ve Medler Kavram ve Yöntem Şimdi, Anadolu’ya etkileri bakımından “Doğu Dünyası”na bir bakalım... Tibet Dünya kültürüne kaynaklık etmesi bakımından Hermes öğretisine paralel (İ.Ö. 7.yy.) Tibet tapınaklarında yapılan öğreti dikkate değer niteliktedir. İlginçtir ki daha sonra yöreye adını veren Tibet, başlangıçta bir tapınağın adıdır ve doğru söylenişi The-Beth (Tebet) olup anlamı “Tanrı-Evi”dir. (Bu bağlamda Antik Mısır’ı anımsayabiliriz. The: Tanrı; Beth: Ev) Bu tapınaklar zor ulaşılır yerlere kurularak çeşitli baskılardan uzak tutulmak istenmişti. Diğer ezoterik okulların benzeri olarak bu tapınaklara girecek [...]

Farklı Din ve Kültürlerde Oruç

2020-07-02T01:03:47+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , , |

Kültür, “insan-doğa” ve “insan-insan” ilişkisinde, insan emeğiyle üretilmiş yaşam biçimleri diye tanımlanabilir. İnsan yaşamında en kapsamlı olgudur kültür. Bir bakıma, insan için ikinci doğa gibidir; her insan, tarihin belli bir döneminde belli bir yerde belirli bir kültürün içine doğar ve onun tarafından biçimlenir. Kültür, deneyim yoluyla ve bilincin gelişmesiyle paralel olarak çocukluktan itibaren alışkanlıklara kattığımız bir olgudur. Nasıl ki doğa bize rağmen bize verilmişse ya da kendimizi doğa içinde buluyorsak, başlangıçta kültürle olan ilişkimiz de bu niteliktedir. Bu nedenden dolayı, içinde yaşadığımız kültürü başka bir kültürle karşılaşıncaya değin yadırgamayız. Kültür, üretim araçları, üretim biçimi ve üretim ilişkilerine bağlı olarak [...]

Go to Top