Ana Sayfa/Tag: insan

Tarih Bilinci ve Kimlik Sorunu

2020-07-02T21:06:50+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , |

İnsan “dünya içinde” bir tarih varlığıdır. Doğasıyla, kültürüyle, genetik kalıtımı, dili ve toplumsal varoluşuyla tarihseldir. Böylece de sonlu ve geçici varlıktır. Başka bir deyişle insan, dünya tarihinin belli bir kesitinde ortaya çıkar ve var olur. İnsan, bir yanıyla doğanın, diğer yanıyla da tarihin ya da zamanın çocuğudur. Biyolojik yanıyla insan, bir olanaklılıktır. Gerçekleştirilmek üzere birtakım yetilerle donanmıştır. Hayvanlardaki yetkin içgüdüler insanda bulunmaz; doğa bunun yerine insana zekâ bağışlamıştır. Yaşamla başa çıkabilmek için verili yetilerden çok kazanılmış ve geliştirilmiş yetilere gereksinim vardır. İnsan bunu zekâsıyla yapmaktadır. İnsan doğduğunda toplumun kucağına doğar; kendisine ait değildir, içine doğduğu topluma ve o toplumun [...]

Değer Üreten Varlık Olarak Etik İnsan

2020-07-05T01:04:37+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , , , , , , |

İnsan için ayırt edici birçok tanım vardır; bu tanımlar çeşitli disiplinlerin damgasını taşırlar. Eğer “etik disiplini” söz konusu olursa, o zaman “İnsan değer üreten bir varlıktır” tanımı öne çıkar. Kuşkusuz, insan yalnızca değer üreten varlığa indirgenemez; nasıl ki yalnızca “düşünen varlık”, “eylem varlığı”, “ahlâk varlığı”, “istenç varlığı”, “toplumsal varlık”, “emek varlığı” vb. tanımlarına indirgenemezse. Aslında her indirgeme bir soyutlamanın ürünüdür ve çeşitli disiplinlerin kendi bağlamlarında yaptıkları soyutlamalarla ortaya çıkan insan tanımları insanın bir yönünü ya da bir niteliğini vurgulamaktan başka bir anlam taşımaz. O halde, şunu söylemek yanlış olmaz sanırım: İnsan soyutlamalarla elde edilen tek tek tanımlara ya da [...]

Bak Şu Söze Ne Ediyor!

2020-07-05T01:09:09+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , , , |

İnsan kendisiyle ve çevresiyle ilişkisini bilinçli olarak gerçekleştirir. Bu bilinçlilik hem çevre hem de denetimi içerir. İnsan burada, kendisine en yakın doğa varlığı olan hayvandan özgül bir ayrıma uğrar. Hayvanlar çevrelerinin bilincindedirler, ancak edilgin olarak. İnsan, çevresinin bilincinde olduğu gibi, kendisinin de bilincindedir, ben bilinci olan biricik varlıktır; bu durum onu doğanın öznesi yapar. “Hayvan, kendi yaşam etkinliğiyle dolaysızca özdeştir; kendini yaşam etkinliğinden ayırt edemez. İnsan ise, yaşam etkinliğini bilincinin ve isteminin nesnesi yapar.”[1] İnsan yalnızca bir doğa varlığı değildir. O, bunun yanında bir toplum varlığıdır da. Bilinci de, yalnızca doğal çevresiyle arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda toplumsal ilişkilerin [...]