Ana Sayfa/Tag: ârif

Anadolu Sohbet Geleneği

2021-05-31T15:28:57+03:00Yazar: |Kategoriler: Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , |

Bilindiği gibi, insan yavrusu doğaya terk edildiğinde yaşayamaz. Bu yavrunun büyüyüp gelişmesi ve kendi başına yaşayabilmesi çok uzun zaman ister; yine de o tek başına varlığını sürdüremez. Diğer hayvanlar gibi güçlü pençeleri ve keskin dişleri de yoktur. Üstelik de tüysüz bir hayvandır. Doğadan baktığımızda, insan, doğanın bir falsosu gibidir. Buna karşın, insanda zekâ diğer hayvanlara göre çok gelişmiştir. Bunun yanında, insanda soyut düşünme ve konuşarak anlaşma yeteneği, onu birbiriyle dayanışma içine taşıyarak toplumsal bir yaşam oluşturmasına izin vermiştir. Bu toplumsal dayanışma insanın doğada varlığını sürdürebilmesinin nedeni olmuştur. Bu nedenle, insanın varoluş tözü (temeli) topluma içseldir; bu bağlamda onun doğal varoluşu [...]

Dil ve Dilin Farklı Boyutlarda İncelenmesi – 14. Bölüm

2021-02-12T02:21:56+03:00Yazar: |Kategoriler: Dil ve Dilin Farklı Boyutlarda İncelenmesi, Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , |

Kategorik Ayrımlarında Farklı Diller Dil Yorumlanmış Varlıktır Eksik Olan Öğrenebilir, Tam Olan Değil Sevgi Bilgiden Değil, Anlamdan Doğar Kendini Yadsıyan İnsan Anlamlıdır İnsan Görünmez Varlıktır Anlam Varlığı İnsanı İnşa Eden ile İnşa Edilen Aynı Tin İdea, Kavram ve Doğa Yasası İlişkisi Form Bilgisi ve Ritüel Sorumluluk Yoksa Özgürlük Yoktur Özgün Olmak Bağlamında Ahadiyet Ritüel: Sembolik Dilin İçselleştirilmesi Ritüelik Tekrar Dönüştürür Otuz Sayfalık Bir Kitap Üzerine Yazılan Milyonlarca Kitap İnsan Doğa Varlığı Değil, Tarih Varlığıdır Kategorik Ayrımlarında Farklı Diller 1. [...]

Tasavvufta Ahlâk Sorunu

2023-12-08T13:52:28+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , |

“Din, fiilen ahlâk içinde yaşamaktır. İlim bir araçtır.” Lütfi Filiz Tasavvuf ve ahlâk söz konusu olduğunda, özgün bir yazım ve kavramlar dizisi de söz konusu olur. Tasavvufun kavramları bir yandan felsefi, diğer yandan şiirsel bir niteliğe bürünmüştür. Bu nedenle, tasavvuf salt felsefe kavramlarıyla açıklanamaz. Bilinç için felsefi kavramlar “gündüz” ve “aydınlık”, mistik kavramlar “gece” ve “karanlık” ise, tasavvuf için kavramlar “alacakaranlık” gibidir; tasavvufun dili kavram ve simgeleri birlikte barındırır. Bir yanı akla dönük, bir yanı ise kalbe dönüktür, çünkü Tasavvufa göre insan, “görünmez bir ruh” ile “görünür bir beden”den oluşmuştur; bu ikisinin arasını cem eden ise “kalb” denen ve [...]