“Görünüş Öz İçin Özseldir”: İmgesiz Olandan Somuta

2020-10-26T01:11:40+03:00Yazar: |Kategoriler: Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , , |

Hegel'in Kavramlarının Tasavvufî Karşılıkları "Tin, saf düşünce ile salt dışsal duyusal ve gelip geçici olan şeyler arasındaki doğa ve sonlu gerçeklik ile sonsuz kavramsal düşünme özgürlüğü arasındaki ilk uzlaştırıcı orta terim olarak kendisinden güzel sanat eserleri yaratır." Hegel Georg Wilhelm Friedrich Hegel Sonlu ile sonsuz ancak fiilde realite haline gelir, kavramlaşır: Sonsuz düşüncenin sonlu eşya üzerindeki edimleri ki tevhid dediğimiz budur. Sonlu ve sonsuz arasındaki uzlaştırıcı ilk orta terim sanat eserleridir: görünüşün bizzat kendisi. Immanuel Kant, görünüşlerin özleri yansıtmadığını söyler. Özler bilinemez, bilinenler ancak görünüşlerdir; eş deyişle yalnızca fenomenleri bilir, numenleri bilemeyiz. Numen ile fenomen arasına uçurum koymuşlar. [...]

Gelin Tanış Olalım

2020-07-04T03:01:56+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , , |

“Gelin tanış olalım; işi kolay kılalım, Yâd isek bilişelim; sevelim sevişelim, Dünya kimseye kalmaz.” Yunus Emre Anadolu kişisi, Doğu ile Batı arasında bulunduğu ve her iki uygarlığı da yakından tanıdığı için anlama ve anlaşmada etkin rol alabilir. Doğu ve Batı uygarlıklarını en temelde ayıran özellik; Doğu’nun “söz” ve “vicdan”, Batı’nın ise “göz” ve “akıl” uygarlığı oluşlarıdır. Söz uygarlığını Uzakdoğu, Sanskrit uygarlığına kadar yaymak olanaklıdır. Doğu “içe dönük”, “sözel-işitsel” ve “meditatif” bir uygarlıktır; dinlerin ve mistik akımların doğduğu yerdir. Yaşamı, simgeler aracılığıyla kavrar ve bir anlam çoklusu içinde yorumlara yer verir; yaşam “niyete bağlı” bir biçimde gelişir, şiir ve edebiyat [...]

Bilincin Bilinçli Kullanılmasının Önündeki Önemli Engel: Bilim Dini

2020-07-04T03:12:52+03:00Yazar: |Kategoriler: Einstein'ın Nesnel İlişkinlik Kuramı, Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , , , , |

Fizik Teorilerinden Hareketle Felsefe Yapmak Bilimde Kesinlik Var mıdır? Aydınlanma Toplumdan Bireye Doğru Bir Akış mıdır? Bilinci Örgütleyen Alışkanlıkların Değiştirilmesi Bilimsel Din Dogmasıyla Yüzleşmek İnan ile İnanç Farkı Hegel’in Çözüme Kavuşturduğu Düşünce Çıkmazı Kullanımlarındaki Farklar Temelinde Bazı Akıl Tipleri Bilincin Tasarımsal Kullanımı Aklın Kullanımı Değildir Fizik Teorilerinden Hareketle Felsefe Yapmak Eşsüreliliğin göreliliğini, uzunluğun kısalmasını, kütlenin hız ile artmasını, doğadaki olası en büyük hızı, kütle ve enerjinin eşdeğerliliğini konuşacağız. Bunlar, öznel ilişkinlik kuramının –Newton fiziğinden ayrım olarak– en önemli farklılıkları getiren; var olanı anlamamızı, değerlendirmemizi etkileyerek [...]

Dogmatik Bilimsel Tutum

2020-07-04T23:05:04+03:00Yazar: |Kategoriler: Einstein'ın Nesnel İlişkinlik Kuramı, Konuşma Metinleri|Etiketler: , , , , , , , , , , , , |

İpotek Altındaki Akıl Bir Din Olarak Bilim Yaratıcılık Tıkandı, İletişim Çağı “Bilgi”ye Değil “Veri”ye Ulaştığımız Çağ Aydın ile Entelektüel Farkı Beyin de Acıkır Dönemin Fiziği Dönemin Bilinç Biçimlerini Etkiler İlişkinlik Kuramı Aracılığıyla Bilinç Tipimizin Sorgulanması Referans Dizgesi Nedir? Einstein, Freud, Marx Bilincin Yeniden Yapılanmasında Süreç Olgusunu Kavramanın Önemi Eşsüreliliğin Göreliliğini Kavramanın Zorluğu İpotek Altındaki Akıl İç süreçlerin anlaşılması, toplumsal yaşamda karşılaştığımız en önemli hususlardan biridir. Günlük yaşamımızda kendimizden bazı şeyleri isteriz: “Keşke şöyle yapmasaydım!” Öyle yapmamak elimizde mi? İstedik de başarabildik mi? Yapabilir [...]

İletişim Sorunu

2020-07-22T02:48:26+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , |

İletişim, bilindiği gibi, iki kaynak arasında iletilerin karşılıklı gidip geldiği bir ilişkidir. Eğer ileti tek yönlü akıyorsa, böyle bir durumda iletişimden söz edilemez. İletişim için geri bildirim gereklidir. Günümüzde iletişim, daha çok teknolojiyi çağrıştıran bir kavram. İletişim deyince, akla radyo, televizyon, gazete, telefon, bilgisayar, internet vb. geliyor. İletişim araçlarının teknolojik boyutu dolayısıyla, bilgi akışı ülkeden ülkeye, ulustan ulusa, bireyden bireye denetlenemez bir biçimde, ülkelerin sınırlarını aştı. İletişim, bildirişimin alt yapısı olmakla birlikte, çoğu zaman bildirişimi de kapsayan bir kavram olarak kullanılmaktadır. Kuşkusuz, iletişim bildirişimin olmazsa olmaz bir koşuludur. Bilgilenme hakkı bir insan hakkıdır, ancak bu hakkın kullanılabilmesi iletişim olanaklarıyla [...]

Farklı Din ve Kültürlerde Oruç

2020-07-02T01:03:47+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , , , , |

Kültür, “insan-doğa” ve “insan-insan” ilişkisinde, insan emeğiyle üretilmiş yaşam biçimleri diye tanımlanabilir. İnsan yaşamında en kapsamlı olgudur kültür. Bir bakıma, insan için ikinci doğa gibidir; her insan, tarihin belli bir döneminde belli bir yerde belirli bir kültürün içine doğar ve onun tarafından biçimlenir. Kültür, deneyim yoluyla ve bilincin gelişmesiyle paralel olarak çocukluktan itibaren alışkanlıklara kattığımız bir olgudur. Nasıl ki doğa bize rağmen bize verilmişse ya da kendimizi doğa içinde buluyorsak, başlangıçta kültürle olan ilişkimiz de bu niteliktedir. Bu nedenden dolayı, içinde yaşadığımız kültürü başka bir kültürle karşılaşıncaya değin yadırgamayız. Kültür, üretim araçları, üretim biçimi ve üretim ilişkilerine bağlı olarak [...]

Altıncısı Haddini Bilmektir

2020-07-05T02:04:24+03:00Yazar: |Kategoriler: Yazılar|Etiketler: , , , , , , |

İrşâdına mazhar olduğum bir ârife, “’İslâm’ın şartı beş, imânın şartı altı’ diye söylenmiştir; ama aynı zamanda ‘Hüvel evvelü, vel ahirü, vezzâhirü vel bâtın’ [1] da denmiştir. İçte olan dışta da varsa, ikisi de “altı” olması gerekmez mi?” diye sormuştum. Ârifin yüzünde beliren gülümsemeyle birlikte söylediği söz beni önce utandırdı (hicab duydum), sonra da uyandırdı: “Evet, imânın şartı altı, İslâm’ın şartı beş, ama altıncısı haddini bilmektir.” Bu söz beni utandırdı; mahcub oldum. Bunu gören ârif, “Yok yok! Muradımız sana haddini bildirmek değildir; ancak haddimizi bilmenin bilincimiz için tek hakikat olduğunu söylemektir; çünkü insanın irâde ve ihtiyarına düşen ancak budur,” demişti. Bir [...]

Go to Top